Diyanet-Sen Adıyaman Şube Başkanı Emin Çil, gündüz kuşağı adı altında gösterime sunulan yayınların kaldırılmasına yönelik imza kampanyası başlattıklarını duyurdu. Konu üzerine açıklama yapan Çil, İslam inancında ailenin çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getirerek, kimi medya organlarının bilinçli bir şekilde toplumun temel yapı taşı olan aileyi ifsat etmeye çalıştığını kaydetti.
Çil "Çocuk istismarı, cinsel taciz, cinsel saldırı, şiddet, cinayet, çarpık ilişkiler ağı ve daha birçok tahrip edici unsur ile doldurulmuş gündüz kuşağı programlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması ve yayından kaldırılmaları için 81 ilimizde eş zamanlı gerçekleştireceğimiz imza kampanyamızı kamuoyuna duyuruyoruz." dedi.
"Toplumsal yapımıza aykırı konular olağanlaştırılmakta"
Toplumun ahlaki değerlerine ters yayınların sıradanlaştırılmaya çalışıldığını dile getiren Çil "Toplumumuzun en kıymetli hazinelerinden biri, köklü ahlak anlayışımız ve iffet merkezli hayat tarzımızdır. Ne var ki günümüzde, bazı medya yayınlarında bu değerlere zarar veren içeriklerin artması endişe verici bir boyuta ulaşmıştır. Özellikle gündüz kuşağında yayınlanan bazı televizyon programlarında; çocuk istismarı, cinsel saldırı, aile içi şiddet, cinayet ve çarpık ilişkiler gibi hem insan fıtratına hem de toplumsal yapımıza aykırı konular, olağanlaştırılarak kamuoyuna sunulmakta, böylece vicdanları yaralayan içerikler normalleştirilmektedir. Bu tür yayınlar yalnızca bireyleri değil, toplumun bütün dokusunu derinden etkilemektedir. Aile kurumu zedelenmekte, çocuklarımızın ve gençlerimizin masum dünyası telafisi güç biçimde kirlenmektedir. Medyanın bu yöndeki etkisi, kötülüğü meşrulaştırmakta, şiddeti, iftirayı ve sapkınlığı sıradanlaştırmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Çocukların aile kurumuna bakışı olumsuz etkilenmektedir"
Gündüz kuşağı yayınlarının aile kurma yönünde gençleri ve çocukları olumsuz etkilediğine değinen Çil "Her türlü şiddet unsurunun yer aldığı bu programlar, şiddeti özendirici, normalleştirici ve izleyicilerin şiddete, çocuk istismarına duyarlılığını körelten biçimde sunulmaktadır. Nitekim tüm bunlar ile şiddet toplum nezdinde normalleştirilmekte ve kanıksatılmaktadır. Bu normalleştirme ile toplumun ahlaki dokusu bozulmakta aileler travmatize edilmekte, gençlerin ve çocukların aile kurumuna bakışı olumsuz etkilenmektedir. Toplumun özellikle de gençlerin ve çocukların değerler sistemini, sosyal ilişkiler kurma becerilerini ve psikolojisini derinden yaralayan bu programların olumsuz etkilerine karşı, gündüz kuşağı programları yayın etik ilkeleri de çözüm sağlamamaktadır." şeklinde konuştu.
"Ailelere de önemli sorumluluklar düşmektedir"
Toplumun aile yapısını bozmaya çalışan yayınlara karşı sorumluluk yüklenmek gerektiğini ifade eden Çil "Bu yayınları gerçekleştiren birkaç ismin sözde adalet savaşçısı toplumun belli kesimlerinin yozlaşmış, devlet sisteminin ise iflas etmiş gösterilmesi kabul edilemez. Herhangi bir fayda üretmeyen toplumu olumsuz etkileyen bu yayınlara derhal son verilmelidir. Medya kuruluşlarının ve içerik üreticilerinin, taşıdıkları sorumluluğun bilincinde olarak, yayın politikalarını toplumun ahlaki, kültürel ve manevi değerlerini destekleyecek şekilde belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Yayıncılık, insan ruhunu kirleten değil, insana değer veren, iyi örnekleri görünür kılan bir görev üstlenmelidir. Bu noktada ailelere de önemli sorumluluklar düşmektedir. Evlerimizi zararlı içeriklerden korumak, çocuklarımıza bilinçli medya kullanımı konusunda rehberlik etmek, onların izledikleri ve dinledikleri içerikleri takip etmek ebeveynlik sorumluluğumuzun bir parçasıdır. Medya okuryazarlığını teşvik etmek ve çocuklarımızı bu alanda donanımlı bireyler olarak yetiştirmek, onları geleceğin güçlü ve sağduyulu fertler haline getirecektir." dedi.
"STK'ların çalışmalarına destek verilmeli"
Aileyi koruma adına çalışan STK'ların desteklenmesi gerektiğine değinen Çil "Ayrıca, bireysel çabaların ötesine geçerek toplumsal farkındalık oluşturmak da hepimizin görevidir. Ahlak temelli bir aile ve toplum için sorumluluk taşıyan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına destek vermek, bu alandaki etkinliklerin çoğalmasına katkı sağlamak ve bilinçli bir kamuoyu inşa etmek, zararlı içeriklerin etkisini azaltmada hayati bir rol oynamaktadır. Unutulmamalıdır ki, kolektif bilinç olmadan bireysel çabalar sınırlı kalacaktır. Toplumu bir bütün olarak korumanın en etkili yollarından biri, sivil girişimlerle birlikte hareket etmektir. Rabbimizden niyazımız odur ki bizleri ve neslimizi her türlü kötülükten, ifsattan ve fitneden muhafaza eylesin. Ahlakımızı, ailemizi ve toplumsal huzurumuzu korumayı bizlere nasip etsin." ifadelerini kullandı.
"Güvenli toplum için ekranlardaki çürümeye son vermeliyiz"
Toplumun muhafazası ve ailenin inşası için ekranlardaki ahlaki yozlaşmanın son bulması gerektiğine değinen Çil "Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor 'Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.' Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu vessellam) de bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur 'Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden sorumlusunuz.' Kadim aile değerlerimizin korunması, çocuklarımızın psikolojik olarak sağlıklı yetişebileceği bir ortamın oluşması ve güvenli bir toplumun inşası için ekranlardaki çürümeye son vermek zorundayız." şeklinde konuştu. (İLKHA)