New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada Şeybani, “Suriye'deki bu yeni aşamaya giden yolumuz uzun ve acı vericiydi. 54 yılı aşkın bir süre boyunca Suriye baskı ve zulüm altında acı çekti; ağızların susturulduğu, hayallerin öldürüldüğü, umutların boğulduğu bir dönemdi bu. Kolektif hafızamızda derin yaralar, geçmişe dair kapanmayan adaletsizlikler bıraktı ve zaman geçtikçe bu yaralar daha da derinleşti.” dedi.
Şeybani, 2011 yılında ülke genelinde patlak veren kitlesel protestoların anlık bir öfkenin sonucu olmadığını, 1980’li yıllarda işlenen ama ne yerel ne de uluslararası düzeyde hesap sorulmamış vahşetlerin de içinde olduğu, onlarca yıllık zulüm ve baskının bir sonucu olduğunu belirtti. Şeybani, bu suçların üzerine gidilmemesinin çatışma tohumlarının yeşermesine ve 14 yıl süren acımasız baskı ve savaşa yol açtığını ifade etti.
Suriye'nin sadece geçmişin hatalarıyla yüzleşmek değil, gelecekteki çatışmaları daha başlamadan önleyecek bir yönetim sistemi inşa etmek amacıyla geçiş dönemi adaletine tam bağlılık içinde olduğunu vurgulayan Şeybani, bu kapsamda bir "Geçiş Dönemi Adalet Kurulu" ile yüz binlerce kayıp kişinin akıbetini araştıracak özel bir kurulun kurulacağını, bu çalışmaların Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından oluşturulan uluslararası mekanizmalarla yakın koordinasyon içinde yürütüleceğini açıkladı.
Suriye resmi haber ajansı Sana'ya göre Şeybani, Suriye'yi yeniden kaosa sürükleyebilecek acil ve yapısal tehditlerin bulunduğunu belirterek, “Aşırı yoksulluk, gıda güvensizliği ve geçim kaynaklarının tahribi, suç faaliyetlerinin, radikalizmin ve silahlı çatışmaların yeniden alevlenmesi için uygun zemin yaratıyor.” dedi.
İnsanların evlerini, işlerini ve hayatlarını yeniden kurma umudunu kaybettiklerinde savaşın neredeyse kaçınılmaz hale geldiğini vurgulayan Şeybani, bu yüzden, geçiş dönemi adaletinin yanı sıra ekonomik toparlanma ve yeniden inşanın da barışın sağlanması için elzem olduğunu ifade etti.
Şeybani, önceki rejim döneminde uygulanan eski yaptırımların Suriye'nin gelecekteki çatışmaları önleme kapasitesini zayıflattığını ve kalıcı barış için gereken temelleri atmasını engellediğini söyledi. Bu yaptırımların Esad rejimini zayıflatmak amacıyla uygulandığını, ancak rejimin sona ermesiyle birlikte, yaptırımların devam etmesinin sadece yeni hükümetin görevlerini yerine getirmesinin önünde bir engel haline geldiğini vurguladı.
"Temel hizmetler sunulamazsa Suriye yeniden silahlı çatışma döngüsüne girebilir"
"Eğer istihdam sağlanamaz, yeniden yapılanma desteklenemez ve temel hizmetler sunulamazsa Suriye’nin yeniden silahlı çatışma döngüsüne girmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız." diyen Şeybani, bu kez çatışmaların siyasi ya da ideolojik değil, tamamen ekonomik çaresizlikten kaynaklanacağını ifade etti.
Şeybani, hâlen yürürlükte olan yaptırımların devletin maaş ödeme, para transferi yapma ve geçiş dönemi adaleti programını finanse etme kapasitesini engellediğini, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtladığını, yasal ticari faaliyetleri boğduğunu ve yasa dışı suç örgütleri ile aşırılıkçı grupların yayılmasına zemin hazırladığını belirtti.
“Eğer ortak hedefimiz çatışmaları önlemekse, Suriye’nin istikrara kavuşmasını engelleyen bu yaptırımların derhal kaldırılması gerekiyor,” diyen Şeybani, BM Genel Kurulu’ndan Suriye halkı adına bu talebi desteklemelerini istedi. Suriye Dışişleri Bakanı, bu yaptırımların devamının Suriyelilerin acılarını daha da artırdığını ve ekonomik krizi derinleştirdiğini, bu durumun da yeni bir şiddet ve çatışma döngüsünü yeniden ürettiğini söyledi.
Şeybani, Suriye’nin bugün bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, istikrar yolunda önemli adımlar attıklarını, Esad rejiminin hapsettiği siyasi tutukluların serbest bırakıldığını, devlet kurumlarının çökmesinin önüne geçildiğini, ulusal diyalogların başlatıldığını ve ülkenin BM İnsan Hakları mekanizmalarına benzeri görülmemiş bir açıklıkla kapılarını açtığını ifade etti.
Esad El Şeybani, ayrıca eski rejimin kimyasal silah programının kalıntılarının giderilmesi için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ile iş birliği yapıldığını, kapsayıcı bir hükümetin kurulduğunu, silahlı fraksiyonların birleşerek ulusal bir ordu altında toplandığını ve Kürt liderlerle gelecekteki çatışmaları önlemek adına tarihi anlaşmalar imzalandığını açıkladı.
Şeybani, Esad rejiminin kışkırttığı mezhepçi şiddet olaylarında hükümetin hızlıca harekete geçtiğini, barış komiteleri ve soruşturma ekipleri kurulduğunu, bu adımların geçtiğimiz ay İnsan Hakları Konseyi tarafından oybirliğiyle alınan bir kararla takdir edildiğini belirtti. Ancak bu çabaların dışsal ekonomik ve siyasi destek olmaksızın kalıcı hale gelmesinin zor olduğunu vurguladı.
"Yeni Suriye hiçbir bölge için istikrarsızlık kaynağı olmayacak"
Ayrıca Şeybani, Suriye’nin istikrarını tehdit eden bir diğer unsurun ülkenin egemenliğini ihlal eden saldırılar olduğunu belirtti. Yeni Suriye’nin hiçbir bölge için istikrarsızlık kaynağı olmayacağını kaydeden Şeybani, ülkeye yönelik askeri saldırıların bölgesel güvenliği doğrudan tehdit ettiğini, barış çabalarını baltaladığını ve yeni mağduriyetler yaratarak çatışmaları körükleyebileceğini söyledi.
İşgalci rejimin saldırıları
İşgalci rejimin saldırılarına işaret eden Şeybani, hava saldırıları ve sınır ihlalleri gibi eylemlerin uluslararası hukukun açık ihlalleri olduğunu ve yalnızca Suriye değil, tüm bölge için uzun vadede daha büyük bir istikrarsızlığa neden olabileceğini belirterek BM Genel Kurulu’nu bu tehditlere karşı harekete geçmeye çağırdı.
Konuşmasının sonunda Şeybani, “Suriye’nin en karanlık günlerinde yanımızda olan sizler, uluslararası toplumun temsilcileri, adaletin ve haklının yanında durdunuz. Bugün de yeni bir sayfa açarken sizinle birlikte yürümek istiyoruz; yalnızca adalet için değil, barışın tesisi ve çatışmaların önlenmesi için de. Gelin, geçmişin bir kalıntısı haline gelmiş bu tek taraflı yaptırımları kaldıralım." dedi. (İLKHA)