Her yıl mayıs ayının ikinci haftasında kutlanan Vakıflar Haftası dolayısıyla İLKHA muhabirine konuşan tarihçi Mehmet Nuri Çelik, İslam medeniyetinde vakıfların tarihi ve sosyal önemine dikkat çekti.
Vakıf geleneğinin İslam toplumlarında sadece maddi yardımlaşma değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve sosyal hizmetlerin temelini oluşturduğunu söyleyen Çelik, vakıf geleneğinin İslam toplumlarında Asr-ı Saadet dönemine dayandığını belirtti.
Çelik, Hazreti Osman ve Hazreti Ömer'in öncülük ettiği bu uygulamanın Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve özellikle Osmanlı döneminde zirveye ulaştığını ifade etti.
Vakıfların geçmişte, sokak hayvanlarından eğitim ve sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda devletten bağımsız olarak hizmet verdiğini belirten Çelik, modernleşme süreciyle birlikte vakıfların işlevlerini kaybettiğini vurguladı.
Günümüzde yaşanan birçok toplumsal sorunun, vakıfların yeniden canlandırılmasıyla çözülebileceğini belirten Çelik, Müslümanlara bu konuda sorumluluk düştüğünü söyledi.
Çelik, "Vakıf geleneği, Müslümanların Peygamber efendimiz zamanında Hazreti Osman'ın Medine'de bir su kuyusunu satın alıp Müslümanlara tahsis etmesiyle başlamıştır. Ayrıca Hayber'in fethinden sonra Hazreti Ömer'in ganimetten payına düşen bir arazinin gelirini vakıf olarak tahsis etmesiyle başlayan bir gelenektir." dedi.
Mehmet Nuri Çelik
"Vakıf müesseselerinin en zirveye ulaştığı dönem Osmanlı dönemidir"
Medine'de Ensar ve muhacirlerin neredeyse tamamının bir vakfa sahip olduğunu belirten Çelik, "Sonraki İslam devletlerinde Emeviler, Abbasiler, Selçuklular da vakıf geleneği yaygınlaşarak devam etmiştir. İslam medeniyetinde vakıf müesseselerinin en zirveye ulaştığı dönem Osmanlı dönemidir." diye konuştu.
"Vakıf önemli bir kurumdur"
Kur'an'ı Kerim'de doğrudan "vakıf" kelimesi geçmese de infak, yardımlaşma ve iyilikte yarışma temalarını içeren ayetlerin vakıf anlayışının temelini oluşturduğunu söyleyen Çelik, "İnfak ayetleri, yardımlaşmayla ilgili ayetler; Hayırda, takvada, iyilikte yarışın manasındaki ayetlerin vurguladığı emir gereği Müslümanlar, sahip oldukları mülkleri, malları Müslümanların ihtiyaçları için tahsis etmesiyle yaygınlaşan önemli bir kurumdur." ifadelerini kullandı.
"Vakıflar tarihteki fonksiyonundan uzaklaşmaya başladı"
İslamiyet'te sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın en önemli kurumlarının vakıflar olduğuna dikkat çeken Çelik, şöyle devam etti:
"Zekâtın alınıp dağıtılması, infak müessesinin kurumsal olarak yaygınlaşması, Müslümanların ihtiyaç duyduğu bütün hizmetlerin vakıflar eliyle yürütülmesi açısından çok önemlidir. Bugün devletlerin yerine getirdiği hizmetlerin tamamı, tarihte vakıflar eliyle yürütülmekteydi. Sokak hayvanlarından tutun göçmen kuşlar, yolcular, kervansaraylar, eğitim kurumları, ibadethaneler ve benzeri bütün kurumların ihtiyaçları tarihte vakıflar tarafından karşılanmaktaydı. Ne zamanki ulus devlet anlayışı dünyada yaygınlaşınca vakıflar da devletin denetimine girdikten sonra yarı resmileşerek tarihteki fonksiyonundan uzaklaşmaya başladı."
"Vakıflar toplumsal barışın, dayanışmanın, huzurun teminatıydılar"
"Oysa bugün ihtiyaç duyulan, sıkıntı yaşanılan birçok konuda vakıflar, tarihte bu sorunları gidererek insanların ihtiyaçlarını karşılamışlardır." diyen Çelik, "Yolda kalan insanlar, eğitim gören insanlar, din hizmetleri yürüten insanlar, sağlık hizmetleri yürütenlerin tamamı gelirleri vakıflardan karşılanmaktaydı. Bu şekilde tamamen bağımsız bir kurum olan vakıflar, devletten bağımsız oldukları için hizmetlerinde de özgürlerdi. Ve toplumsal barışın, dayanışmanın, huzurun teminatıydılar." ifadesini kullandı.
"Modernleşmeyle birlikte vakıflar sahip oldukları özelliklerini kaybetti"
Ancak modernleşme süreciyle birlikte vakıfların fonksiyonlarının değiştiğine vurgu yapan Çelik, "20'nci yüzyılla beraber, modernleşmeyle birlikte vakıflar tarihteki sahip oldukları özelliklerini kaybetmeye başladılar. Bugün tekrar vakıfların tarihteki fonksiyonları yerine getirilirse yaşanılan birçok sıkıntı devlete ve başkalarına ihtiyaç duyulmadan giderilebilecek noktaya gelebilir. Bu nedenle vakıfların İslam medeniyetindeki yeri çok çok önemlidir. Fakat günümüzde modernleşmeyle beraber bu vakıflar ehemmiyetini kaybetme üzeredir." dedi.
"Vakıf geleneğini tekrar yaygınlaştırmalıyız"
Günümüzde vakıf geleneğinin yeniden canlandırılması gerektiğini savunan Çelik, son olarak şunları söyledi:
"Müslümanlara düşen tekrar asrı saadet dönemindeki gibi ve özellikle Osmanlı döneminde yaygınlaşan vakıflardaki gibi tekrar vakıf geleneğini yaygınlaştırmak, İslamiyet'te olduğu gibi infakın ve yardımlaşmanın kaynağı olarak tekrar ayakta tutmak için gönüllü olarak bağışta bulunmak, vakıflar kurmak ve bu vakıfları bütün dünyaya yaygınlaştırmak için elbirliği yaymamız gerekir." (İLKHA)