Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar, 11. Siirt Kitap Fuarına katıldı. Tongar, kitap fuarında zararlı yayınlara yönelik bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmasında, "Devlet bir şey yapsın” anlayışının yaygın olduğuna dikkat çeken Tongar, asıl gücün bireyin elinde olduğunu vurguladı. "Kumanda bizim elimizde. Bir diziyi izlemeyi bırakırsak reyting alamaz, o zaman medya üreticileri farklı içeriklere yönelir." dedi.

“Komşunu eve almıyorsan dizidekini de alma”

Akşam saatlerinde ailece televizyon başında oturulan saatlerin, çocukların da izleyici olduğu zaman dilimleri olduğuna dikkat çeken Tongar, yayınlanan içeriklerin büyük bir kısmının gayri ahlaki sahnelerle dolu olduğuna işaret etti. Bu noktada ailelere özel bir ölçüt öneren Tongar, şu ifadeleri kullandı "Eğer komşunuz olsaydı, görüşmeyeceğiniz davranışlara sahip bir insan varsa, onu sosyal medyada da, dizilerde, filmlerde de evinize almayın. Ahlaki yapınıza uygun, size bir şey katan, sizi geliştiren, ailenizin birliğine destek olacak içerikleri tercih edin."

"Reyting almadıkları zaman zaten bu yayınlar bitecek"

Toplumun yönetimlerden bir şeyler beklemesinin haklı olduğunu ancak asıl değişimin bireyden başladığını vurgulayan Tongar "Yasaklanmıyor olabilir ama kendi evimizde kumanda elimizde. Bugün bir kumanda sesiyle ‘tık’ deyip kapatabiliriz. Reyting almadıkları zaman zaten bu yayınlar bitecek." diye konuştu.

"Aileyi en çok tehdit eden şey ilişkisizlik ve iletişimsizlik"

Tongar, günümüzde aile bireyleri arasında artan kopuklukların temel nedenlerinden birinin teknoloji bağımlılığı olduğunu dile getirdi. "Artık çocukların telefon sahibi olma yaşı 7-6 yaşlara kadar düşmüş durumda. Evimizdeki küçücük bebekler bile telefonda yaptığımız hareketleri yapabilecek kadar telefonlarla iç içe büyüyor." diyen Tongar, şu ifadeleri kullandı "Telefonun, internetin ve teknolojinin bu kadar gündemimizde olması, aile içinde birbirimize vakit ayırmamızı engelliyor. Aynı koltukta yan yana oturuyor olabiliriz ama aslında başka dünyalardayız. Başka hayatları izlerken kendi hayatımızı ıskalıyoruz. Bir başkasının çocuğunun ne yaptığını izlerken, kendi çocuğumuz yanımızda, ama o çocuk, anne babası hayatta olduğu hâlde, adeta öksüz ve yetim gibi büyüyor. Bu duruma nasıl geldik?”

"Büyük adımlar değil, küçük rutinler aileyi kurtarır"

Çözümün aslında basit ve uygulanabilir olduğunu belirten Tongar "Günümüzün en gerekli detokslarından biri ‘teknoloji detoksu" diyerek şu öneriyi paylaştı "Bu, teknolojinin hiç olmaması anlamına gelmiyor elbette. Zira teknoloji çağında yaşıyoruz ve iyi birer teknoloji okuryazarı olmalıyız. Çocuklarımız da bunu öğrenmeli. Fakat bir noktada evlerimize şöyle bir kural koyabiliriz: Saat beşten, altıdan, yediden sonra (günün bir saatinde bile olsa) telefonları ve interneti bir kenara bırakalım. Ailece oturalım, sohbet edelim. Çocuklar ödevlerini yapsın, biz kitap okuyalım, gün içinde yaşadıklarımızı paylaşalım."

"Yeni evlenecek çiftlere psikolojik değerlendirme yapılmalı"

Hatice Kübra Tongar, yıllardır özlemle beklediği bir uygulamayı da şu sözlerle dile getirdi "Yeni evlenen çiftlere nasıl bazı tetkikler yapılıyorsa, bu süreçte psikolojik değerlendirmelerin de yapılması gerekiyor. Evlenecek kişilerin gerçekten yuva kurmaya uygun olup olmadıkları, psikolojik sağlıklarının yerinde olup olmadığı haritalandırılmalı. Bu veriler toplanmalı, işlenmeli. Bu sadece ailenin sağlıklı kurulması için değil, birçok suçun önceden önüne geçilmesi için de önemli. Çünkü işlenen suçların büyük bir kısmında psikiyatrik bozukluklar yaşayan kişilerin ciddi bir oranda yer aldığını görüyoruz. O insanların önceden teşhis edilmesi gerekiyor."

"Her mahallede bir aile danışmanı olmalı"

Aile hekimi modeli gibi, her ailenin ihtiyaç duyduğunda bir danışmana kolayca ulaşabilmesi gerektiğini söyleyen Tongar, bu sistemin aile yapısını güçlendireceğini şu sözlerle ifade etti "Nasıl sağlık ocaklarında aile hekimlerimiz varsa, aynı şekilde aile danışmanlarımız da olmalı. İnsanlar bir sıkıntı yaşadığında nasıl hemen aile hekimine gidiyorsa, aynı kolaylıkla bir aile danışmanına da ulaşabilmeli. Devlet bu sistemi sağlık alanında çok iyi oturttu, şimdi sıra ruh sağlığında. Psikologlar ve aile danışmanları istihdam edilmeli. Yeni evlenen çiftlere belediyeler zaten bazı destekler veriyor, güzel; ama yuvayı sürdürebilmek için danışman desteği de gerekiyor." (İLKHA)

Prof. Dr. Özbolat: Aile kurumu saldırı altında, tüm kesimler sorumluluk almalı
Prof. Dr. Özbolat: Aile kurumu saldırı altında, tüm kesimler sorumluluk almalı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: İLKHA