Röportaj

Hukukçu Güneş: İşgalciler, terör örgütü gibi hareket ediyor ve insanlığa karşı suç işliyor

Hukukçu Muhammed Said Güneş, siyonist işgalcilerin Gazze’de işlediği suçların yalnızca bugüne ait olmadığını, bu suçların işgal çetesinin kuruluşundan bu yana sistematik şekilde sürdürüldüğünü belirtti.

Abone Ol

Özellikle kadın, çocuk, yaşlı ve hasta sivillere yönelik saldırıların insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ifade eden Avukat Sait Güneş, siyonistlerin hukukun temel ilkelerini hiçe saydığını söyledi.

İşgal çetesinin Gazze’deki saldırıları yalnızca Filistinlilere değil, tüm insanlığa karşı işlenen savaş suçlar olduğunu dile getiren Hukukçu Güneş, siyonistlerin, Gazze’deki saldırılarla savaş hukukunu ihlal ettiğini ve insani değerleri yok saydığını belirtti.

siyonistlerin, Gazze’deki suçlarını terör eylemleri olarak nitelendirerek, tüm dünyayı harekete geçmeye çağıran Güneş, Gazze’deki insanlık dışı uygulamalarına karşı tüm dinlerden ve inançlardan insanların tepki göstermesi gerektiğini belirtti.

“Savaş hukukunda üç temel başlık bulunur”

Savaş hukuku hakkında temel konulara değinen Güneş, “Birincisi, çatışmalarda gereksiz acı ve ölümler yasaktır. Fosfor gazı gibi insanlara acı çektirerek öldüren silahların kullanılması kesinlikle yasaktır. İkincisi, çatışma sırasında sivil alanların suiistimal edilmesi yasaktır. Uluslararası hukuk, hastanelerin, sanat galerilerinin, kent meydanlarının ve sivillerin bulunduğu yerlerin bombalanmasını açıkça yasaklamaktadır. Üçüncüsü ise savaşa doğrudan katılmayan sivillerin hedef alınmaması gerektiğidir. Gazze’de onlarca gazeteci hayatını kaybetti. Sivil vatandaşlar hiçbir şekilde korunmadı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin silahlı çatışmalarda korunması gereken kişileri korumadı. israil, bu ilkelerin tamamını ihlal etti. Çatışma dışı kalan, yani savaşa katılmayan kişilerin hayatlarına, bedenlerine ve ruhsal bütünlüklerine saygı gösterilmelidir. Oysa Gazze’de sivil halkın suları, elektriği ve iletişimi kesildi. Teslim olanların ya da savaş dışında kalanların cezaevlerinde işkenceye maruz kaldığını gördük. Gazze’de ambulanslar, hastaneler, sağlık personelleri doğrudan hedef alındı.” dedi.

“israilin kadınlara yönelik cezaevi uygulamaları insanlık suçu teşkil ediyor”

Uluslararası hukukta yer alan temel ilkelere göre, esir alınan kişilerin inançlarına, kişiliklerine, onurlarına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Güneş, “İsrail cezaevlerinde kadınlara yönelik işkenceler keyfi biçimde gerçekleştiriliyor. Kadın erkek ayrımı yapılmadan sistematik bir işkence politikası yürütülüyor. Lahey’de 1907 yılında imzalanan kara harbi kanunlarına dikkat çeken Güneş, bu sözleşmenin şehirlerin, ibadethanelerin, kültürel yapıların, bilimsel ve hayır amaçlı binaların bombalanmasını yasakladığını ancak İsrail’in bu sözleşmeyi de açıkça ihlal etti. Gazze’de cami kalmadı. Her ibadethane bombalandı. Kültürel ve tarihî yapılar yok edildi. Uluslararası insani yardım kurumlarının çadır kentleri vuruldu. israil önce insanlara ‘şuraya kaçın’ dedi, sonra kaçtıkları yeri bombaladı. 1949 Cenevre Sözleşmesi'ne göre hastanelerin ve sivillere hizmet eden sağlık tesislerinin hiçbir koşulda hedef alınmaması gerekiyor.” diye konuştu.

“israil, uluslararası açıklamalara rağmen hastaneleri vurmaya devam ediyor”

İşgal çetesinin hastaneleri “burada direnişçi var” bahanesiyle bombaladığını belirten Güneş, “Uluslararası basın, hastanelerde yalnızca yaralı ve sivil halkın bulunduğunu defalarca kez açıkladı, buna rağmen israilin saldırıları sürüyor. Gazze’de yaşayan insanlar, en temel haklardan bile mahrum bırakılıyor. Bugün hayvanlara tanınan haklar Gazze’deki insanlara tanınmadı. Gazze’deki çocuklara, kadınlara, yaşlılara hiçbir insani hak tanınmadı. Kentler, şehir merkezleri, hastaneler, ibadethaneler sistematik olarak bombalandı. israilin işlediği suçlar yalnızca Filistinlilere karşı değil, insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Dünyanın birçok ülkesinde farklı inançlara sahip insanlar bile Gazze’ye destek yürüyüşlerine katılıyor. Bunun sebebinin israilin işlediği suçların vicdanları derinden yaralamasıdır. Gazze’deki nüfusun yüzde 80’inden fazlası şu anda insani yardıma muhtaç ancak israil su, ilaç ve elektrik dâhil olmak üzere hiçbir insani yardımın bölgeye girişine izin vermiyor,” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, bir gün mutlaka mahkeme önünde hesap vermelidir”

Gazze’deki doktorların öldürüldüğünü, esir alındığını ve sağlık altyapısının tamamen yok edildiğini vurgulayan Güneş, “israilin saldırılarında görüyoruz ki, bu yapı sadece bir devlet değil, insanlık için tehlikeli bir terör örgütüdür. israilin işlediği tüm bu suçlara karşı artık sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar, Yahudiler ve herhangi bir dine mensup olmayan insanlar da ses çıkarmalıdır. Uluslararası sözleşmeleri açıkça ihlal eden bu yapıya karşı tüm insanlık harekete geçmeli ve bu savaş suçlarının sorumluları, özellikle netanyahu, bir gün mutlaka mahkeme önünde hesap vermelidir.” dedi. (İLKHA)