Ekonomi

Mardin-Şırnak Eczacı Odası: İlaç tedarik sıkıntısı hem halk sağlığını hem de mesleğimizi olumsuz etkiliyor

43. Bölge Mardin-Şırnak Eczacı Odası Başkanı Uzman Eczacı Fatih Oral, özelde Mardin’de genelde Türkiye’de yaşanan ilaç tedarik sıkıntısının hem halk sağlığını hem de mesleği olumsuz etkilediğini söyledi.

Abone Ol

14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü dolayısıyla İLKHA’ya açıklamalarda bulunan 43. Bölge Mardin-Şırnak Eczacı Odası Başkanı Uzman Eczacı Fatih Oral, meslekte en çok karşılaşılan sorunları dile getirdi.

Eczacılık gününün önemine değinen Oral, “Eczacılık Günü, halk sağlığını koruma ve geliştirme görevini üstlenen eczacıların emeklerini görünür kılmak adına kutlanan özel bir gündür. Eczacılar, yalnızca ilaç tedarik eden değil, sağlık danışmanı, hasta eğitmeni ve toplum sağlığının iyileştirilmesinde aktif bir rol üstlenen sağlık profesyonelleridir. Bu günün anlamı, eczacıların sağlık sistemindeki vazgeçilmez yerini hatırlatmak ve onların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek çözümler geliştirilmesine zemin hazırlamaktır. Eczacılar olarak temel görevimiz, ilaçların yalnızca fiziksel erişimini değil, aynı zamanda doğru ve bilinçli kullanımını sağlamaktır. Mardin gibi bölgelerde, eczacılar toplumsal sağlık hizmetlerinin en uç noktalarında hizmet vererek bu görevi daha da anlamlı hale getirmektedir.” dedi.

Son dönemde piyasada sık yaşanan ilaç sorunun devam ettiğini belirten Oral, “Malum olduğu üzere ilaç tedarik sorunları hâlâ devam ediyor ve bu durum hem halk sağlığını hem de mesleğimizi olumsuz etkiliyor. Bu sorunun ana nedenlerinden biri, Türkiye’de ilaç fiyatlandırmasında kullanılan döviz kuru ile piyasadaki reel döviz kuru arasındaki farktır. Malum Türkiye’de ilaç fiyatları sağlık bakanlığı tarafından ifk ile belirleniyor. 2024 yılının Ekim ayında yeniden güncelleme yapılmasının gerekli olduğu görülmüş, avro değeri yüzde 23,5 arttırılarak, yeni dönemsel avro değeri 21,6721 TL olarak belirlenmiştir. İlaç üreticileri ve ithalatçı firmalar bu durumdan olumsuz etkileniyor, bu da bazı ilaçların piyasaya arzını sınırlıyor.” şeklinde aktardı.

“İlaç grubunda en büyük sorun yeni nesil ilaçların Türkiye’ye gelişindeki gecikmesidir”

En çok sıkıntı yaşanan ilaç grupları hakkında bilgi veren Oral, “Son dönemde özellikle kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan erken ergenlik, tansiyon, diyabet, astım ve kalp ilaçlarında da tedarik sorunları devam ediyor. Ancak daha büyük bir sorun, yeni nesil ilaçların Türkiye’ye gelişindeki gecikmeler. Özellikle onkoloji, immünoloji ve nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan ileri teknoloji ürünlerin ülkemize ulaşmasında ciddi sıkıntılar var. Bu tür ilaçların Türkiye pazarına geç girmesinin temel nedenleri arasında fiyatlandırma politikaları, döviz kurundaki sabitlemeler ve üretici firmaların bu piyasada kârlı bir model görememesi yer alıyor. Bu durum, özellikle ciddi sağlık sorunları olan hastaların tedaviye geç başlamasına veya alternatif tedavi seçeneklerine yönelmek zorunda kalmasına neden oluyor. Bu sorunun çözülmesi, yalnızca eczacılar için değil, aynı zamanda toplum sağlığı açısından da büyük önem taşıyor.” ifadelerini kaydetti.

Oral, bu tür ilaç krizlerinin temel nedenine dikkat çekerek, “İlaç krizlerinin temelinde ekonomik ve yapısal sorunlar yatmaktadır. Türkiye’de ilaç fiyatlandırmasında kullanılan döviz kuru sabitlemesi, üretici ve ithalatçı firmaları zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, özellikle maliyeti yüksek olan ithal ilaçların piyasaya sürülmesini geciktiriyor veya imkânsız hale getiriyor. Ayrıca, global çapta hammadde tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ve üretim maliyetlerindeki artışlar, bu problemleri daha da büyütüyor.” şeklinde belirtti.

“Mesleğimizin değeri ve önemi toplumda yeterince anlaşılmıyor”

Oral, eczacılık mesleğinde karşılaşılan en büyük zorluklara da değinerek, “Mesleğimizdeki en büyük zorluk, ilaç tedarikinde yaşanan düzensizlikler nedeniyle hastalarımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirememe endişesidir. Bu, hem meslektaşlarımızda hem de toplumda ciddi bir stres kaynağıdır. Ayrıca, bağımsız eczanelerin ekonomik sürdürülebilirliğini tehdit eden politikalar ve artan maliyetler, mesleğimizi giderek daha zor bir hale getiriyor. Mardin gibi geniş bir bölgede, eczacılar olarak sağlık hizmetine erişimi sağlama konusunda ekstra bir çaba harcıyoruz. Bunun yanında, mesleğimizin değeri ve önemi toplumda yeterince anlaşılmadığı için meslek itibarının korunması konusunda da mücadele etmek zorunda kalıyoruz.” dedi.

“İstihdam desteklenmeli”

Eczacıların ekonomik yönden desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Oral, “Eczacılara, hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de iş yükünün hafifletilmesi konularında kapsamlı destek sağlanmalıdır. Özellikle bağımsız eczanelerin artan maliyetlerle başa çıkabilmesi için ekonomik teşvikler sunulmalı, bu teşvikler eczanelerin ikinci bir eczacı veya yardımcı eczacı istihdam edebilmesini kolaylaştırmalıdır. Yardımcı eczacılık modeli, genç meslektaşlarımızın mesleki deneyim kazanması ve iş bulmasını kolaylaştıran önemli bir mekanizmadır. Ancak mevcut ekonomik koşullar, birçok eczanenin bu modeli uygulamasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, yardımcı eczacı istihdam eden eczanelere maddi destek sağlanmalı, meslektaşlarımızın çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Bu tür düzenlemeler, eczanelerdeki iş yükünü hafifletirken, eczacıların toplum sağlığına daha etkin katkı sunmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, sağlık sektöründe istihdam artışı yaratılarak genç eczacılara mesleklerine güçlü bir başlangıç yapma fırsatı tanınacaktır. Böyle bir yaklaşım, hem mesleğin geleceğini güçlendirecek hem de halk sağlığına daha kaliteli hizmet sunulmasına katkı sağlayacaktır.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)